Tek Taş ve Yüzük Güncelleme Üzerine
Yeni moda diyeceğim ama aslında çok da yeni moda sayılmaz tek taş. Eskiden sadece çok zengin aileler tek taş alabilirken son senelerde popüler kültürün baskısıyla tam anlamıyla hayatımıza girdi ve tüm evlenecek kadınların ilk talebi haline geldi. Tabii çok zengin ailelerin taktığı kadar büyük taş (örneğin 1 karat) yerine varlığı ile yokluğu arasında fark olmayacak kadar ufak taşlar (örneğin 0,01 karata kadar boyutlar düşüyor) kullanılmaya başlandı.
Benim hatırladığıma göre, alyans vardı. Alır, evlenme teklifini yapardın. Tek bir yüzük vardı yani. Şimdi öyle değil. Tek yetmiyor. İki yüzük olmalı. İlki de tek taş olmalı. İkincisi normal olan alyans. Kadın ‘’evet’’ dedikten sonra tek taşı takar. Sonrasında nişan olunca alyans da eklenir. Onu da takar. İki yüzüğü birden vardır artık. Yüzüğün takılması gereken parmak belli. Bir parmak var. O yüzden iki yüzük de aynı parmağa takılıyor. İki metal birbirine değince en azından birinin çizilmesi çok doğal. Yani pratik anlamda mantıksız aslında. Ama çok da önemli değil. Çünkü ‘’başkaları ne der?’’ diye bir soru var. Ve cevabını hiçbir erkek veremez. Vermek de istemez. Böylece kadın evlenme teklifi sırasında tek taşını, nişan sırasında da ikincisini, yani alyansını alır. Burada konumuz popüler kültür ve tek taş.
Devam edelim. Tek taş modası ilk başladığı zamanlar evlenme teklifi amaçlı alınır ve takılırdı sonuna kadar. Son dönemde ise yeni bir akım, ya da moda başladı: Yüzüğü güncellemek. Daha büyük taşlı ile değiştirmek. Sanki bilgisayar yazılımı alıyoruz. Gelen taleplere göre sürekli güncelleme gerektiren. Daha büyüğü, daha parlağı, daha pahalısı ile değiştirme modası aldı başını gidiyor. Araba gibi biraz. Tek farkı şu: Arabada daha iyisini, daha büyüğünü, daha güçlüsünü alırsın ve kullanırsın. İşine yarar yani pratik anlamda. Diğerinde tek işe yaradığı alan kadının ‘kendini daha iyi, değerli hissetmesi’ ve etrafına büyük taşlı yüzüğü ile hava atabilmesi. Bir de araba eskir. Temizlersin, bakım yaptırırsın ama her hal ve kârda araba eskir. Yüzük öyle değil halbuki. Biraz temizledin mi yeni gibi olur zaten. Parlar, ışıldar.
Sakın kadının “kendini daha iyi, değerli hissetmesi” gereğini yadsıdığım sanılmasın. Aksine, tabii ki kadın daha iyi, daha değerli hissettirilmeli. Bunu yaparken daha farklı yöntemler de vardır, eşinizi/sevgilinizi o çok istediği tatile çıkarmak ya da hobilerini desteklemek gibi. İllaki tek taş olması gerekmiyor yani.
Benim bildiğim yüzükler önemlidir ve tekdir. Evlilik teklifi onunla yapılmıştır. Yenisi ne kadar pahalı ve büyük olursa olsun ilki değildir. Zamanla değeri daha da artar. İleride en büyük ya da ilk evlenen çocuğa verilir. O devam ettirir aynı yüzüğü. Değeri daha bir artar her devirde, manevi değeri tabii ki. Ama şimdiki moda devretmekten ziyade büyütmek, daha pahalısı ile değiştirmek. Niye? Çünkü bir takım yüzük üreticileri daha fazla para kazansınlar diye. Çevredeki insanlara daha büyük taş ile hava atma konuna girmiyorum. İşin bir de o boyutu var.
Elmas denen taş yer yüzündeki en sert taş ve öyle kolay kolay bir şey olmuyor elmasa. Biraz önce dediğim gibi, biraz temizledikten, dezenfekte ettikten sonra tekrar satışa çıkarabilirsin. Eski yüzüğü satın aldığın zamanki liste fiyatından alıyorlarmış. Tabii altın ve pırlanta fiyatları da yerinde durmuyor bu arada. Onlar yükselirken sizin yüzüğü ilk satın aldığınız zamanki liste fiyatından alıyorlar. Sattıklarında üretici iki kere kâr ediyor halbuki. İlki sizden yüzüğü eski fiyatından satın aldığı için, ikincisi ise altın ve pırlantanın yeni fiyatından sattığı için. Ama işin bu boyutu ile düşünen yok doğal olarak. Daha büyük taş takmanın hissettireceği iyi his en önemli olan. Gerisi yalan.
Bir de işin reklam kısmı var. Geçenlerde sinemada denk geldim. Tam olarak kelimeleri hatırlamasam da şunu söylüyordu: ‘’Kadınsan, tek taş takmak istersin. Bunun için bir erkeğe ihtiyacın yok. Kendin git al ve tak.’’ Konuyu ayrı bir yazıda detaylı anlattım. Dileyenler o yazıyı okuyabilir.
Bir ek bilgi: Karat denen şey var ya. Çok ilginç. Bir karatlık yüzüğü zaten kimse alamıyor. Yani çooook zengin olanlar dışında. 0,01 karattan başlıyor yüzüklerdeki taşın ölçüsü. Hadi 0,01 karatı değil de 1 karatı referans alalım. Kaç gram peki 1 karat pırlanta? Hazır mısınız?
Tamı tamına 0,2g. Yani onda iki gram. 1 gramın beşte biri kadar. 0,15 karatın ağırlığını da siz hesaplayın. Yani onca parayı verdiğinizde parmağınızda taşıdığınız tek taşın ağırlığı pratik anlamda yok sayılabilir. 5 karatlık bir yüzük takmıyorsanız. Ki o da ancak 1g yapıyor. Yani parmakta asıl hissedilen o elması tutan altındır. Elmasın kendisi değil.
Geçende yine denk geldiğim bir reklama değinmeden geçemeyeceğim. Reklamdaki genç kadın büyükannesinin kendisine verdiği kolyeyi (sanırım kolye idi) satıp tek taş yüzük ile değiştirmiş. Ve bunu iyi bir şey yapmış gibi gösteriyordu. O büyükanne yerinde olsam bir daha bu saygısızlığı yapan torunumun yüzüne bakmazdım. Yadigâr denir. Büyükanne yadigârı kolyeyi değiştirmek. Yeni alınan yüzüğün verilen kolyenin yanında hiçbir değeri yok ki bence. Biri yıllarca büyükannenin boynunu süslemiş. Şimdi de kadın torununa vermek istemiş. Torun ise verilen hediyeyi kullanmaktan ziyade değiştirmeyi yeğliyor. Böyle bir şeyin duygusal ya da mantıksal şekilde açıklaması olmamaz.